7 Ekim 2013 Pazartesi

"Onların Sırrı"

My awesome followers; First of all; I would like to say thank you for your  big interest  falan asdf…
Hahaha o kadar İngilizce dersten çıkınca artık İngilizce falan yazıyorsunuz  bir yerden sonra :D
Canlarım nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bürütüsü hiç merak etmeyin, yeni okulunda çok çok mutlu. Bir sürü arkadaşı oldu şu kısacık bir haftada. Bugün pazartesi ve kütüphanede gene bürütüsünüz. Sizlere beğeneceğiniz bir yazı yazmaya çalışıyor hahaha. Hadi yazıya başlayalımda siz karar verin bakalım becerebiliyor mu bürütüs bu işi :D

Öncelikle bugün çok düşündüm, ne yazsam acaba diye ve burayı açmamın mantığı aklıma geldi. Ben burayı açarken, bissürü gayle tanışacağım, insanlara yardımcı olacağım diye düşünmüştüm. Sizlere daha yakın olmak istemiştim ve bugün geldiğim noktada ne kadar da başarılı bir iş çıkardığımı görüyorum. Twittırı açtığımdan beri bu kısa zamanda neler neler yazıldığını anlatacağım sizlere bugün. :D

İsterseniz sondan başa gidelim. Bana twitter dm den ulaşan herkese az çok cevap vermeye çalışıyorum ve birazda güzin ablalık yapıyorum sanırım. İnsan hikayelerini dinlemek bana hep rahatlık vermiştir ve anlatanlarda anlatırken rahatlıyorlar sanırım. Telefonumda, whatsapp dan konuştuğum şu kadar insan var diyerek ukalalık yapmak istemem zaten beni sayılarından çok yaşanmışlıklar ilgilendirmiştir her zaman. Onlardan da izin alarak ve her zamanki gibi gizliliği koruyarak bir kaçının hikayesini sizlerle paylaşmalıyım. Eminim ki sizde benim kadar bu dünyaya dalacaksınız. Buyrun;

X bey Türkiye’nin güzide üniversitelerinden birinde okuyor. Okulda kendini saklamak zorunda, ki saklıyor da zaten. Kaldığı yer ve insanların bakış açısından dolayı açılmaktan korkuyor.(ki hepimiz zaten böyle değil miyiz?) Benle yazışmaya başladığında benim Y beyden pekte haberim yoktu.  Bir gün Y bey bana yazmaya başladı ve ‘üniversite, bölüm, sınıf’ diyince bende ampüller yandı. X bey ve Y bey meğersem aynı üniversitenin aynı bölümündelermiş. Tabi X beyin gizliliği gereği ben bunu hemen Y beye söyleyemedim. Aradan geçen bir hafta sonunda artık söylemeliyim diyerek X ve Y beylere senin bölümden birini tanıyorum ama sana onu söylersem ona da seni söylemem gerekir dedim. Onlar biraz düşündüler ve tanıştır bizi dediler. İkisininde uygun olduğu bir zaman whatsapp dan gurup konuşması açtım. Tanıştılar ve sonrasında buluştular sanırım.  İki gün önce aradılar, duydum ki sevgili olmuşlar. O gün kafamı yastığa koyup, hayatın anlamını, mutluluğu düşündüm. Hayat buydu işte.  Mutluluğun kendisiydi bu. Daha birkaç insan daha var, aynı okulun aynı bölümünde olan ama onlar “bak kimseye anlatma haa” dediler, bu yüzden onlar tanışamayacaklar, kaderlerine küssünler. Ahahahah



İkinci hikayemiz ise biraz can sıkıcı, Z beyi anlatıyor. Z bey benimle Eylül başından beri dm den konuşuyordu, korktuğu için whatsapp a gelememişti maalesef. Korkularında haklıydı çünkü başının etini yiyen, durmadan telefonlarını karıştıran bir annesi ve onu tehditlerle dizginleyip, kendisi Rus hatunlarıyla gezen bir babası vardı. (Onada baba denirse artık…) Biraz feminen olduğu için daha 9 yaşında babası tarafından maket bıçağıyla öldürülmeye kalkışılmış ve şu anda babasından kaçan bir insan… >Detaya inanın ki çok girmek isterim ama maalesef yaşadıkları ne ilk ne de son. Bu kadarı bile ondan zar zor izin alarak yazdım. Peki neden yazdım biliyor musunuz? O çocuk hayatını yaşayamıyor. O baba sadece baba olduğunu sanıyor. Bütün insanlara özgürlük gerekiyor. O çocuğa kimse kaybettiği yılları geri veremez, o babanın üstünde bedduası kalır o çocuğun. İnançlı bir insan diyor babası için. O zaman soralım sen bunun vebalini nasıl vereceksin çocuğuna baba???

Şehrin doğu ve batı yakasından iki farklı hikayeyi sizlerle paylaştım bu gün. Bir yanda sevinci, umutları diğer tarafta kaçak bir hayatı ve o hayatın içinden çıkma çabasını… Özgürlüğü…

Eeh benden bu kadar valla, hepinizi twitter adresime Dm ye beklerim. Gizlilik içinde gelin konuşalım, dertleşelim. Sizleri çok seviyorum bunu unutmayın

Kendinize iyi bakın…

Twitter Url'm çekinmeyin Tıklayın: Twitter Adresim



7 yorum:

  1. Sen de bizim Esra Erol'umuz olsan süper olurdu yaaa..=)) O potansiyel var sanki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahaha evin araban varsa senide evlendirelim. Aaaa bi dakka ssk da olcak lütfen. Evi eşinin üstüne yapar mısın? Üstüne yapmazsan olmaz! ahahahahahahhah

      Sil
    2. Ben bildiğin öğrenciyim. Sanırım zengin koca bulmaya gelenlerden olurum. Tühh ya az bişey ses ya da görüntü olsa meşhur olmaya gelirdim kesin.
      Nese ev geyi olcaz mecbur..=))

      Sil
    3. Ev gayi ne aahahahaahaaha :D Olsun anacım olsun, sende isveçten seni arayan adama ssk nız var mı varsa prim vererek mi emekli olduğunuz deme garanti koca bulursun ahahhaha

      Sil
  2. Bürütüüüs seni dinleyip sana inanlar sonudna mutlu oluyo valla baksana banada üniversiteyi olur dedin oldu. Senin sözünden çıkmamak lazım aslında ^.^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eheheh 6.hislerim kuvvetli ahaha baksana herşey çıkıyor. Falcı mı oluyum lan ben?

      Sil
  3. Ahahah evet oradaki Z bey ben oluyorum. Aslında bürtüs güzel bir noktaya değinmiş 'doğuyla batının çatışması' demiş. Ben ona kesinlikle katılıyorum. Biz bürtüsle gerçekten artık kanka boyutunu aştık. Her şeyimi, her detayı bilen biri ve en önemlisi beni anlayan biri. Gerçekten ona ne kadar teşekkür etsem az. Bana açıl açıl diye zorlayan, arkadaşların sana kızmayacak diyen ilk o oldu hep. Bende açıldım arkadaşlarıma. Bürtüs kötü yanımı anlatmış hep ama açıldıktan sonra kuş gibi hafifledim, o da bürütüs sayesinde. Sağol şapşi

    YanıtlaSil