31 Mart 2014 Pazartesi

Adını Koyalım "Değişim"

Aynaya bakıyorum da karşımdaki delikanlı pek bir yakışıklı olmuş, boylu poslu, saçları uzatmış, sakallar çıkmış… Maşallah sakalları biraz daha uzatsa Süleyman’ın sakalını geçecek... Göğüslere bakıyorum da, yavaş yavaş gelişiyor kaslı bişey olmuş delikanlı.

Göbek mi? Var o hala. Var ama artık eskisi kadar dert etmiyor, delikanlının her halinden belli. Dik yürüyor, erkeksi o güç var onda, sanki halledemeyeceği hiçbir sorun yokmuş, çözemediği problem olmazmış gibi yürüyor.

Aralarda molalarda görüyorum onu da ne yakışıklı çocuk be, basket oynuyor. Hani oynadığı oyunu da alıyor. Alamadı mı küfrediyor, arkadaşına sayıyor sövüyor. Erkeklerle o kadar kolay diyaloğa giriyor ki görseniz hayran kalırsınız.

Geçen havuzda gördüm bunu, kızın biri onu kesiyordu. O ise arkadaşıyla yarışıyordu, gene oyunu aldı şerefsiz. Her girdiği oyunu kazanmak zorundaymış gibi ne bu hırs yahu?

İki gün evvelde babası gelmiş okula, beraber bilardo oynadılar. Babası yendi bunu.  Ne oyunmuş arkadaş, babayla böyle tiye alıcı konuşmalar, bidaha yenemezsin deyişler…

Sınıfta otururken geçen gün, sınıfın güzel bir kızının bunu kestiğini fark ettim. Hiç oralı olmadı. “Allahım ne asil çocuk” dedim içimden.  

Dört hafta önce bölümün kapısının önünde gördüm bunu, yumruğunu sıkıyor, dişlerini kamaştırıyor, kızmış bir şeylere her halinden belli. Beş-on dakika geçti, çocuğun teki geldi. Biraz konuştular, sonra küfretmeye başladı. Karşısındaki çocuk ilk yumruğu vuracaktı ki, bu atak davrandı, o eli aldı, indirip sağ eliyle çocuğun gözünün ortasına yumruğu indirdi. Çocuğu yere indirip, tekmeledi de tekmeledi. Neydi acaba çocuğun suçu gerçekten merak ettim. Hemen kankaları geldi içeriden. Yağız delikanlıyı sakinleştirecekler sandım, ama onlar dövülen çocuğun ellerini tuttular kankaları daha rahat vurabilsin diye. Kaşı patlayan çocuk sanırım hemen hastaneye gitti.

Dikkat ettim, pisuvar da kullanıyor, Allahım ne rahat işiyor, oh oh şırıl şırıl...

Aşık oldum ben bu çocuğa “Yeni Brutus’e…”

Herkes olamazsın, kendinden kaçıyorsun, yapamazsın dedi.  En ağır hakaretlerle suçladı.

Aradan 4 ay geçti en son blog yazımı yazdım yazalı. Bakıyorum kendime de ne çok değiştim. Nasıl da inanmışım onlara senelerce.


Merhaba ben Çağlayan siz Brütüs dersiniz bana, bu blog eskiden eşcinsel olan bir gencin şimdilerde neler yaşadığını anlatır. Merhaba ben Çağlayan.